• https://www.facebook.com/gizmovet/?ref=pages_you_manage
  • https://www.instagram.com/?hl=tr

Maya ve Mantar Enfeksiyonlarında Bağırsağın Önemi

Maya ve Mantar Enfeksiyonlarında Bağırsağın Önemi

Maya (Candida albicans ve Malassezia) ve mantarlara bağlı deri sorunları kedi ve özellikle köpeklerde yaygın olarak görülmektedir.

Mayalar bağırsaklarda az sayıda bulunan ve sindirime yardımcı olan mantarlardır. Bağırsaklardaki yararlı bakteriler tarafından kontrol altında tutulurlar. Herhangi bir beslenme yetersizliği ve sağlık sorununda ikincil ve fırsatçı patojenler olarak sayıları artar ve bağırsaklarda hücreler arası boşluklara sebep olurlar. Bu boşluklar da toksik ürünlerin sindirim kanalından emilerek, kana karışmasına ve vücuda dağılmasına yol açar. Geçirgen bağırsak adı verdiğimiz bu durum, patojenlerin ve iyi sindirilmemiş gıdaların kan dolaşımına karışmasına, bağışıklık sisteminin de bu maddelere karşı saldırıya geçmesine neden olur. Yani bağışıklık sistemi kendi dokularına saldırmaya başlar. Sonucunda bağışıklık sistemi hastalıkları, alerjik reaksiyonlar, deri problemleri hatta duygu durum bozukluklarını kapsayan çeşitli sorunlarla karşılaşırız.

Bağırsak sağlığının bozulması ile deride görülen maya ve mantar problemleri, bağırsak iyileşmeden tedavi edilemez. Kedi ya da köpeğinizde;

*Patilerini sık sık yalama, dişleme,

*Pati aralarında renk değişimleri, kızıl-kahve renklenmeler,

*Tüylerde dökülme, deride siyah lekelenmeler,

*Kuyruk, sırt bölgesi ve karın altında tüylerde azalma, papül ve püstüller,

*Kötü koku

*Kulaklarda aşırı kir, sürekli kulakları kaşıma, kafa sallama gibi belirtiler görüyorsanız ayırıcı tanının yapılabilmesi için veteriner hekiminizle görüşmelisiniz.




Tedavide veteriner hekiminizin önereceği ilaçların düzenli kullanılması önemlidir. Bu tedavilere destek olarak beslenme düzenlenmeli ve probiyotikler kullanılmalıdır.

Beslenme: Mayalar şekeri severler. Beslenme programından karbonhidratların (nişasta ve şeker) çıkarılması onların beslenememesine ve zayıflamasına sebep olacaktır.

Mayaların koruyucu kabukları vardır ve bu kabuğun büyük bir bölümü liflerden oluşmaktadır. Bu lifi parçalayacak olan da selülaz enzimidir. Kedi ve köpeklerimizde üretilmediği için bu enzimin besin takviyesi olarak (aç karnına ya da öğün aralarında) verilmesi, mayalarla mücadelede önemli bir adımdır.

Mayalar ölürken sindirdikleri ağır metaller ve çeşitli toksinler açığa çıkacağından, tedavi sürecinde göz, burun ve kulaklardan akıntı, mevcut semptomların daha da kötüleşmesi, ishal gibi belirtilerin birkaç hafta görülmesi doğaldır. Sindirim enzimlerinin ve ağır metalleri bağlayan bentonit kilinin takviye olarak verilmesi bu belirtileri hafifletecektir.

Hindistan cevizi yağından elde edilen kaprilik asit ve zeytin yaprağından elde edilen oleropin de mantar ve mayalarla mücadelede fayda sağlayan antifungal takviyelerdir.

Probiyotik takviyesi bağırsak sağlığı açısından önemlidir. Ancak her probiyotik mantar ve mayalarla savaşmaz. Isı, asit ve antibiyotiklere dirençli spor oluşturma yeteneğine sahip toprak bazlı probiyotikler (Bacillus subtilis ve Bacillus coagulans) maya ve mantar problemlerinde başarılı sonuçlar sağlayacaktır.

Diyetlerine karahindiba kökü ve dulavratotu kökü ekleyerek anti-inflamatuar ve antioksidan özelliklerinden yararlanabiliriz. Ayrıca prebiyotik lif kaynağı sağlamış oluruz.

Köpeklerde lokal uygulamalarda susam ya da badem yağı içerisinde seyreltilmiş kekik yağı, karanfil yağı, lavanta yağı ve çay ağacı yağı ile tedaviye destek sağlanabilmektedir. Kedilerde esansiyel yağlar holistik bir veteriner hekimden destek alınmadan kullanılmamalıdır.

Deri hastalıklarında, özellikle de derinin maya ve mantar sorunlarında veteriner hekimlerin bağırsağı desteklemek istemesinin sebebi işin içerisinde yer alan bağırsak sağlığının düzeltilmeden derinin düzeltilememesidir. Tedavi olmuş görünen vakalarda nükslerin görülme sebebi bütüncül tedavi yapılmamış olmasıdır.